Eserlerinde İslam dünyasının varoluş ve kimlik mücadelesini anlatan Mısırlı yazar Necîb el-Kîlânî’nin yazdığı Türkistan Geceleri, farklı bir okuma sunuyor.
Esareti değil özgürlüğü düşleyen Türkistanlıları gün yüzüne çıkaran roman, isyan ve direniş, tevekkül ve teslimiyet, hakikat ve ölüm gibi temaları ete kemiğe büründürüyor.
Hoca Niyaz, Osman Batur gibi tarihî şahsiyetlerin kurtuluş mücadelesini gerçekçi bir şekilde aktaran kitap, okuru küçük sevinçlerin, trajedilerin, yeniden başlamanın ve aşkın başka bir veçhesine tanık ediyor.
Roman, Mustafa Murad Hazret’in kutsal topraklarda yazarla karşılaşmasıyla başlıyor. Yaşadıklarını başka Müslümanlara aktarmayı görev bilen Mustafa Murad Necîb el-Kîlânî’ye 1931 ile 1951 yılları arasında Türkistan’da başlayan ve dinmeyen direnişin tarihini anlatıyor.
Mustafa Murad, 1930 yılında Çin’in işgal ettiği Kumul’da yaşamaktadır. İşgalden sonra direnişin saflarında yer alır ve roman boyunca farklı bölgelerde direnişe katılarak yirmi yıl boyunca Rusya ve Çin arasında kalan topraklarda yaşanan drama şahitlik eder.
Sayfa: 208
TÜM DÜNYADA YAŞANAN ÇILGINLIK
Müslüman kimliklerinden uzaklaştırılmak için akla gelmeyen işkencelere maruz kalan Türkistanlılar, dinlerini, dillerini ve kimliklerini yitirmemek için büyük bir mücadele verirler. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla tüm dünyada yaşanan çılgınlık, Orta Asya’nın kalbine de yayılır.
Mustafa Murad’ın o dönem yaşadıkları okuru bugün hâlâ Doğu Türkistan’da devam eden soykırımın köklerine götürür. Eşini ve oğlunu bu cendereden kurtarmak için de büyük mücadele veren Mustafa Murad, roman boyunca dönemin siyasi ve sosyal atmosferini de detaylarıyla anlatıyor.
“BOĞALAR GİBİ BOYNUZ BOYNUZALAR”
“Düşmanlarımız bir yandan kültürü, okuma yazma seferberliğini yaymaya
“HER ŞEY HIZLA DEĞİŞİYOR…”
“Her şey büyük bir hızla değişiyor. İnsanlar, silahlar, düşünceler, haritalar…” diyen yazar, bugünün dünyasını da göz önüne alırsak değişmeyen şeyin aslında kimliklerini korumak için mücadeleye devam eden imanlı Türkistanlılar olduğunu söylüyor.