Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 79. Genel Konseyi’ne katılmak üzere gideceği ABD’ye hareketi öncesi Atatürk Havalimanında basın toplantısı düzenledi.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle: Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu Genel Görüşmelerine katılmak üzere New York’a gerçek yola çıkacağız. Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Konsey Genel Görüşmelerine bu yıl 130’dan fazla ülkenin devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde ağır bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak.
Bu yıl Genel Şuranın en dikkat cazibeli aktifliği Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin konut sahipliğinde tertiplenecek Geleceğin Doruğudur. 23 Eylül günü gerçekleştirilecek dorukta çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak tahliller üretilmesi hedefleniyor. Tepe hitabımda Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu ve Memleketler arası Finans Mimarisi başta olmak üzere global yönetişim düzeneğinin ıslahat gereksinimine yeniden dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve tesirli bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğiz. Türkiye’nin bu istikametteki gayretlere dair katkı ve dayanağını beyan edeceğim.
Bu yılki Genel Heyet görüşmeleri ise “Hiç kimseyi geride bırakmamak” teması altında yapılıyor. Görüşmelerin birinci gününde 24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Konseyine hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan konularla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Bilhassa Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan siyasetlerine karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğiz.
İSRAİL İNSANLARI KATLEDİYOR
Yaklaşan kış mevsimi Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da ağırlaştıracaktır. Açlık, susuzluk, temel besin ve tıbbi gereç eksikliği alandaki durumu giderek berbatlaştırıyor. İsrail hükümeti bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor. Neredeyse bir yıldır devam eden bu zulmün sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların manisiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, bilhassa Birleşmiş Milletlere kıymetli vazifeler düşüyor. Ziyaretimizde bunları bir defa daha muhataplarımıza hatırlatacağız.
ENDİŞELERİMİZ HAKLI ÇIKTI
Biliyorsunuz birinci günden beri İsrail’in amacının yalnızca Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan hücumlar İsrail idaresinin savaşı bölgeye yayma planlarına dair tasalarımızı haklı çıkardı. Netanyahu ve şebekesi radikal Siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır. Birinci kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik artan akınlar ve tacizde tıpkı kirli senaryonun birer kesimidir. Türkiye olarak bu husustaki hassasiyetimizin hangi düzeyde olduğunu daha evvel tekraren tabir ettik. Bugün de tıpkı yerdeyiz. Bölgemizin büyük bir felakete sürüklenmemesi için İsrail üzerindeki baskıların daha da artırılması gerekiyor.
ÇOK SAYIDA GÖRÜŞME YAPACAĞIM
Genel Konsey marjında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla Türk Konutu’nda görüşmelerim olacak ve bütün bunlarla birlikte bu ikili görüşmeler yanında tekrar bizlerden randevu talebinde bulunan devlet liderleriyle, hükümet temsilcileriyle görüşmelerimi sürdüreceğim. Ziyaretimizde Amerika’da yaşayan vatandaşlarımızla da bir ortaya geleceğiz. Niyet kuruluşu temsilcileri ve Amerikan iş dünyasının seçkin üyeleriyle de temaslarımız olacak. Ziyaretimizin ve bu çerçevede yapacağımız görüşmelerin ülkemiz milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
SORU- CEVAP
İSRAİL’İN SİBER SALDIRILARI
İsrail bir defa daha maalesef devlet üzere değil, bir terör örgütü üzere ataklar düzenliyor. Bilhassa bu dijital atakları şu anda devreye almış olması bunun çok açık net tabiridir. İsrail bu taarruzla sivil hassasiyetlerinin bulunmadığını, kendi bu nefret edici emellerine ulaşmak için de her yolu deneyebileceğini açık ve net ortaya koymuştur. Bu hücumun diğer bir manası da bizim ikazlarımıza karşın kimi Batılı ülkelerin de takviyelerini yanına alarak İsrail’in çatışmaları Lübnan ve bölge geneline maalesef yayılmaktadır. Bilhassa kıymetli dostum Mikati’yle dün evvelsi gün yaptığım görüşmede kendisinden de şu anda çok çok önemli sorunlar içerisinde olduklarını söz etti ve bu bahiste da bizler neler yapabileceğimizi yahut neler yapabiliriz bunları kendisiyle konuştum.
Gerçekten şu anda bölge açıklanamayacak derecede büyük bir krizle karşı karşıya. Olağan birçok şeyler söyleniyor. İşte şu an prestijiyle Lübnan bilhassa bu İsrail’e karşı ne yapabilir? Olağan Mikati’nin şeyi bize ne üzere dayanaklarınız olabilir? Ne üzere yardımlarınız olabilir? Biz sizlerden bunu bekliyoruz ve Birleşmiş Milletlere gelme noktasında da bu sene herhalde gelemeyeceğim tabirini kullandı. Doğal Batılı ülkeler başta olmak üzere milletlerarası toplum İsrail’in bu canice aksiyonlarını seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır. Dünya barışını müdafaa misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail’i durduracak tahlilleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır. Öbür taraftan Lübnan’da düzenlenen hücum ulusal teknolojilerin yalnızca Savunma Sanayi alanında değil, çok daha geniş bir çerçevede ne kadar değerli olduğunu ortaya koymuştur ve biz de alışılmış bu gelişmeler karşısında çok daha farklı önlemler almak suretiyle şu anda bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız.
SURİYE İLE TEMASLAR
Suriye’deki tansiyonun artık sona ermesi gerektiğini, oradaki istikrarsızlığın başta terör örgütleri olmak üzere alışılmış İsrail’in bir devlet terörü estirdiğini çok açık, net ortaya koyacağız. Bu artık sıradan bir kolay terör değil, devlet terörü. Bunu bugüne kadar çok kere tekrar ettik, söyledik. Lakin kimileri hala bilhassa batılı ülkeler bunu anlamamakta ısrar ediyor. Biz de söylemekte ısrar edeceğiz ve bunu bilhassa de inşallah Birleşmiş Milletlerdeki konuşmamda tabir edeceğim.
Bu gerginliğin sona ermesi, Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve Suriye’nin birlikte atabileceği adımlar Şam idaresini, muhaliflerin bir müddettir Suriye’de çatışmasızlığın sağladığını görüyoruz. Bu durum kalıcı tahlil için aktif bir kapı aralamak ismine elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışında milyonlarca insan vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz bu bahiste davetimizi yaptık ve Türkiye ile Suriye ortasındaki ilgilerin olağanlaştırılması için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz artık karşı taraftan karşılık bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı Müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, bu beraberliği bir an evvel gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke bağlarında yeni bir periyotta böylesi bir görüşme sonucunda inşallah başlar diye inanıyorum.
ABD BAŞKANI BIDEN İLE GÖRÜŞME
Tabii Birleşmiş Milletler Genel Konseyine katılmak için ajandamız dolu dolu gidiyoruz. Orada yalnızca Biden değil, birçok dünya lideri olacak. Tabii şu an prestijiyle Biden’la bir görüşme var mı yok mu şimdi bu katılaşmış değil. Ana gündemimiz Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu ve oradaki temaslar. Ama natürel Biden yahut daha öbür sürpriz görüşmeler nerede nasıl olur? Bunların hepsini oradaki gelişmelerle ele alacağız. Gerek Türkiyevi’nde gerek Birleşmiş Milletler binasında ağır bir görüşme trafiğimiz olacak. Katılacağımız toplantılar planlanmış durumda. Bu trafik içerisinde Sayın Biden ile henüz planladığımız bir ikili görüşmemiz yok. Lakin çeşitli vesilelerle bir ortaya gelebiliriz, geleceğiz. Biz Birleşmiş Milletlerde görüşeceğimiz tüm başkanlarla başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında akan kanı durdurmayı ele alacağız.
Filistin ile birlikte tüm çatışma bölgelerinde yaşananları ve ne yapılması gerektiğini değerlendireceğiz. Zira beşerler, çocuk, bayan, yaşlı ölüyor. Artık sayı 45 binin üzerine çıktı. Bu yenilir yutulur bir gelişme değil. İnşallah Türkiye olarak bugüne kadar bu çabayı nasıl vermişsek, bilhassa dünya Siyonizminin şu anda Ortadoğu’da estirdiği bu ne yazık ki mevt fırtınasına karşı Türkiye olarak biz yeniden neler yapabiliriz, bunun uğraşı içerisinde olacağız. Bunun çalışmalarını şahsım, arkadaşlarım, tüm bakanlarımızla birlikte ele alacağız ve elimizden ne geliyorsa bunu yapacağız. Çok teşekkür ederim.